Kolloidal Gümüş Suyu
10 Ekim 2018
Sağlıklı Beslenmede Altın Kurallar
12 Ekim 2018

Neden Kilo Veremiyorsunuz?

Çağımızın mottosunu ‘Hiçbir şey yemiyorum ama kilo veremiyorum.’ sıklıkla dile getiriyorsanız, bir yerlerde yanlış yapıyorsunuz demektir. Öncelikli yanlışlar, çoğu kişinin dönem dönem içine düştüğü popüler (mucizevi olduğuna inandırılan) diyetler, düşük kalorili beslenmek ve aç kalarak zayıflamak. Toplumda birkaç örneğin bu şekilde beslenerek kilo vermesiyle bizde bunu başarabileceğimize inanıp bir heves başlarız diyete. Fakat diyet, kişiye özeldir.

 

Her bireyin metabolizması farklıdır ve bu bir süreç gerektirir. Bu süreci olması gerekenden daha kısa süreye çekip kendimizi zorlarsak hem kendimize zarar veririz hem de zayıflama sürecimizde başarıyı yakalayamayız. Yakaladıysak bile kalıcılığını sağlayamayız. Diğer bir hata sürekli tartılmak. Bu suistimal edilen bir konudur. Zayıflama sürecindeki birey sabah kalkınca, kahvaltıdan sonra, öğle yemeği ve akşam yemeğinden sonra sürekli tartılabiliyor. Gün içinde içtiğimiz su, yaptığımız spor, ruh halimizdeki değişkenlikler bile tartıya yansıyor ve kişi bunu görünce başarısız olacağını düşünüp motivasyonunu kaybediyor. Benim önerim haftada 1 kez, sabah kalkıp tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra, ince kıyafetlerle veya kıyafetsiz olarak tartılmanız.

 

 

Bir diğer ise hata öğün atlamak. Bunda genellikle kahvaltı atlanabilen öğün yerine geçiyor ve asıl sıkıntı burada başlıyor. Küçük yaşlardan beri kahvaltı kültürüne alışmış bir kimsenin bu alışkanlığından vazgeçmesi metabolizmaya adeta sarsıcı etki yapacaktır. Eğer kilo vermeye çalışıyorsak öğün atlama gibi bir lüksümüz yoktur. Öğün atlamamız demek daha uzun süreli açlık demek ve bu da bizi bir sonraki öğünümüzde iradeli davranmamızı etkilemesine ve daha fazla yememize neden olan bir etmendir. Bu yüzden kahvaltımızı asla ve asla atlatamıyoruz.

 

Bu aralar popüler olan bir diğer hata da ekmeği kesmek. Hepimizin sık sık duyduğu bir şeydir ‘Ekmeği kes kilo verirsin.’. Ekmeği kesince bu sefer de diğer karbonhidrat kaynaklarına ilgi artabiliyor. Oysa ekmek sanıldığı gibi olumsuz etkiye sahip değildir. Hatta kilo vermeye pozitif etkisi vardır. Önemli olan porsiyon kontrolü ve sağlıklı olan ekmeğin seçimidir yani günde 3 porsiyon kadar tam tahıllı veya çavdar ekmeğinin bir zararı yoktur. Tercihe bağlı olarak organik ve ekşi hamurlu ekmek seçilebilir. Hatta tüketilen ekmek çeşidi haftalık olarak değiştirilebilir. Tabi tüketilen ölçüler kişiden kişiye göre değişmektedir.

 

Diğer hata, akşam 6’dan sonra yemek yemeyin gibi zaman ölçüleri. Tekrar söylüyorum ve her zaman söylediğimiz şey diyet kişiye özeldir. Siz şayet çalışansanız; özellikle İstanbul gibi büyükşehirlerde bunun uygulanabilirliği çok zordur. Diyette en önemli unsurlardan birisi de uygulanabilir olmasıdır. Hele ki akşam çalışan bir insansanız böyle bir şey mümkün değildir. Akşam 6’da yiyip; gece 2’de yatıyorsak açlık süresi çok uzar ve ara öğünlerde ölçüler kaçabilir. Yatmadan 2-3 saat önce yemeği kesmemiz ve akşam öğünlerimizi hafif seçmemiz sağlıklı bir uyku ve zayıflamak için yeterli olacaktır.

 

Diğer hatalardan birisi yemeklere kattığımız yağlar. Bu çok atlanan bir şey. Aslında sebze gibi çok masum bir yemek yersiniz fakat yağ ölçüsünü kaçırıp onu bol kalorili bir yiyecek haline dönüştürebilirsiniz. Bunun yanı sıra porsiyon ölçüsünün olmaması da diyet hatalarımızdan biridir. Mesela, Bir kase çorba içtim deriz ama kasemiz büyüktür ve 3 kepçe koymuşuzdur. Böylece 3 porsiyon yemek tüketmiş oluyoruz. Örneğin, bir kaşık fıstık ezmesini tepeleme almamızla otomatik olarak porsiyon 2 katına çıkmış oluyor. Yani farkında olmadan almamız gerekenden daha fazla kalori almış oluyoruz ve bu da kilo vermemize en büyük engellerden hatta kilo almamıza teşvik eden unsurlardan birisidir. Bir de diyete diyet psikolojisiyle başlamak yerine sağlıklı beslenme sürecine girmek olarak bakarsak başarıyı daha iyi yakalarız yani sağlıksız ama sevdiğimiz şeyleri tamamen beslenmemizden çıkarmak yerine dengeleyerek, uygun aralıklarda ve porsiyonuna dikkat ederek bu süreci sıkıcı olmaktan kurtarmalıyız. Hedeflerimizi büyük koymak yerine daha yakın hedefler koyup onlara ulaşıp diğerlerini hedeflersek bu da bizi başarıya götürmeye yardımcı olur.

 

Diyetisyen Büşra ÇALIŞKAN

Comments are closed.